Nakkaştepe Millet Bahçesi’ne hoş geldiniz! İstanbul’un Anadolu Yakası’nda, şehrin karmaşasından uzak, huzurlu ve yemyeşil bir alan sizleri bekliyor. Burası, şehre son yıllarda kazandırılan yeni bir park olabilir ama bulunduğu toprakların geçmişi bölgenin tarihine derinlemesine kök salmış durumda. Türkçede “nakkaş” geleneksel sanatkâr veya tasarımcı anlamına gelirken, “tepe” ise yüksekçe bir alanı ifade eder. Yani Nakkaştepe ismi, “sanatkârlar tepesi” anlamına gelerek, bu bölgenin yaratıcı ruhuna ve tarihine göndermede bulunuyor.
Günümüzde Nakkaştepe Millet Bahçesi, İstanbul’un hareketli mahallelerinin ortasında adeta bir orman kaçamağı sunuyor. Parkta göğe yükselen ağaçlar, ahşap köprüler ve kıvrımlı yürüyüş yolları, doğal malzemelerle titizlikle inşa edilmiş. Tasarımda, eski Türk gelenekleri ve doğaya saygı ön planda tutulmuş; kaldırımlardan çocuk oyun alanlarına kadar mümkün olan her yerde ahşap tercih edilmiş. Burada dolaşırken çam kokusunun ferahlığı ve yaprakların hışırtısı size, parkın dinlenmek ve bir araya gelmek için yaratılmış özel bir yer olduğunu hissettiriyor.
Alanın içinde geniş çim piknik bölgeleri, doğal yürüyüş rotaları ve sade ama eğlenceli çocuk oyun köşeleri bulunuyor. Çocuklar, manzarayı izleyebilecekleri kısa bir zipline ile eğlenebiliyor ya da “Mucitler Evi” adlı küçük kapalı oyun alanında vakit geçirebiliyor. Macera parkurları doğanın tam ortasında keyifli bir yolculuk sunarken, eski ağaçların gölgesiyle çevrili geniş yollar ziyaretçilere serinlik sağlıyor. Parkın farklı noktalarındaki bilgilendirme panoları ise, yönünüzü bulmanıza ve hem parkın geçmişini hem de tasarım anlayışını öğrenmenize yardımcı oluyor.
Girişe yakın belediyeye ait büfe ise adeta bir buluşma noktası görevi görüyor. Burada çayınızı yudumlayıp hafif bir atıştırmalık alırken, semt sakinlerinin sohbetine ortak olabilirsiniz. İstanbul’da yaşayanlar için böyle parklar uzun süredir hem piknik hem de hafta sonu buluşmaları ve şehirde kısa bir nefes alma arası için tercih ediliyor. Nakkaştepe Millet Bahçesi’nde ünlü bir anıt ya da simge bulunmasa da, sıcak ve samimi atmosferiyle İstanbul’daki günlük hayatı ve kentin kültürel değerlerini en güzel şekilde yansıtıyor. Burada zaman geçirmek, şehrin gerçek ruhuyla buluşmak için harika bir yol.