Sesli RehberMiniatürk

Miniatürk’e hoş geldiniz! İstanbul’un Haliç kıyısında yer alan bu etkileyici açık hava müzesi, iki binli yılların başından beri ziyaretçilerine Türkiye’nin tarihini ve kültürünü keyifli, anlaşılır ve özenle hazırlanmış bir şekilde sunuyor. “Büyük bir ülkenin küçük modeli” sloganı, burada palmiye ağaçlarıyla çevrili, taze çimen kokusunun hakim olduğu canlı yürüyüş yollarında dolaşırken gerçekten anlam kazanıyor; yüzlerce detaylı minyatür arasında kendinizi adeta minyatür bir Türkiye’de hissediyorsunuz.

Turgay Tunalı

Altmış bin metrekarelik geniş bir alana yayılan Miniatürk, dünyanın en büyük minyatür parklarından biri olma özelliğine sahip. Parkta yaklaşık yüz kırk küçük ölçekli eser bulunuyor; her biri eski uygarlıklardan ve farklı dönemlerden kendine özgü hikâyeler anlatıyor. Eserler yirmi beşte bir oranında küçültülerek hazırlanmış ve İstanbul’dan Anadolu’ya, hatta Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarını da aşan coğrafyadan, en önemli ve simgesel yapıları temsil edecek şekilde özenle seçilmiş.

Gökhan Çabuk

Parkta yürüdükçe, tarihin geniş bir yelpazesini görebilirsiniz: Hititler ve Antik Yunanlılardan kalma tapınaklar ve kalelerden, görkemli Roma tiyatroları ile Bizans kiliselerine kadar pek çok örnek mevcut. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait zarif cami ve saraylara hayran kalabilirsiniz; Sultanahmet Camii ile Topkapı Sarayı da bu koleksiyonun öne çıkan eserleri arasında yer alıyor. Hatta artık yerinde olmayan Artemis Tapınağı ve Halikarnas Mozolesi gibi efsanevi yapılar bile burada yeniden hayat buluyor.

عابر سبيل

Miniatürk’te hangi yapıların sergileneceği, kültürel önemleri, tarihi etkileri ve minyatürleştirmeye uygunlukları gibi kriterlere göre belirleniyor. Uzman tasarımcılar, geleneksel el işçiliğini modern tekniklerle birleştirerek her minyatürde gerçeğe yakın bir doku ve renk uyumu sağlıyor.

Burada eğlence ile eğitim iç içe; tarih, her yaş için merak uyandırıcı ve ulaşılabilir hale geliyor. Miniatürk, sadece Türkiye’nin geçmişini değil, uluslararası etkileri ve kültürel çeşitliliği de gözler önüne seriyor. Parkta komşu ülkelerden ve eski Osmanlı topraklarından seçilen yapılar sayesinde, bu bölgenin kültürel zenginliği ve etkileşimi de kolayca keşfedilebiliyor.