Sesli RehberDeniz Müzesi
Osmanlı dönemi gemileri, eski dalış malzemeleri gibi kalıntılar ile Türk denizcilik tarihine ışık tutan müze.
Deniz Müzesi’ne, ya da bilinen adıyla İstanbul Deniz Müzesi’ne hoş geldiniz. Türkiye’nin denizcilik tarihine adanmış en büyük müzesi, Beşiktaş’ın hareketli kıyısında yer alıyor ve ziyaretçilerine yüzyılı aşkın bir hikâye sunuyor. Burada, Boğaz’ın tuzlu havası Türkiye’nin denizcilik geçmişinden gelen sessiz izlerle buluşuyor.
Müze ilk olarak on dokuzuncu yüzyılın sonlarında, yaklaşık bin sekiz yüz doksan yedi yılında kapılarını açtı. Osmanlı İmparatorluğu’nun önde gelen donanma nazırlarından Hasan Hüsnü Paşa’nın öngörüsü ve Albay Hikmet Bey ile Yüzbaşı Süleyman Nutku’nun özverili çalışmaları sayesinde küçük bir “Müze ve Kütüphane Müdürlüğü” olarak kuruldu. İlk merkezi, Kasımpaşa’daki eski bir Osmanlı tersanesiydi ve öncelikle Türkiye’deki ilk askeri müze olma özelliğini taşıyordu.
Zaman içerisinde müze büyüyüp gelişti. İkinci Dünya Savaşı sırasında, müzedeki değerli eserler Anadolu’ya taşınarak koruma altına alındı. Savaşın ardından koleksiyon önce Dolmabahçe Camii külliyesine, ardından bin dokuz yüz altmış bir yılında bugünkü yerine, ünlü Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa’nın anıt mezarının yanına taşındı.
Günümüzde üç katlı modern binasında, ziyaretçileri yirmi bini aşkın eşsiz eser karşılıyor. Dört ana rüzgârın adını taşıyan salonlarda, göz alıcı saltanat kayıkları, özenle hazırlanmış gemi maketleri, rengârenk denizci üniformaları, asırlık haritalar ve erken dönem Osmanlı dalgıç ekipmanları sergileniyor. Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kullandığı kayıklar ise özellikle ilgi gören koleksiyonlar arasında.
İki bin on üç yılında gerçekleştirilen kapsamlı yenileme çalışmaları sayesinde müzenin dört geniş ana salonu ve on yedi sergi odası çağdaş bir görünüme kavuşurken, tarihi ruhu da korunmuş oldu. Her köşede, parıldayan baş figürlerden eski seyir aletlerine, açık alanlardaki görkemli silahlara kadar her şey, Türkiye’nin denizle olan yüzyıllık bağına ayna tutuyor.
Osmanlı’dan günümüz Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan bu köklü yolculukta, Deniz Müzesi hem bir hafıza koruyucusu hem de yaşayan bir eğitim alanı olarak, ülkenin denizcilik mirasını keşfetmek isteyen her yaştan ziyaretçiyi davet ediyor.